Günden güne gelişen teknoloji sayesinde, insanların işlerinin kolaylaştığı gerçeği yok sayılamaz. Her adımda bizi bir parça daha basitliğe yaklaştırdığı aşikar… Önceden saatlerce belki de günlerce uğraştığımız bir şeyi artık bilgisayarımız veya akıllı telefonumuz ile çok kısa bir süre içinde yapabiliyoruz. Fakat böyle bir fırsatın yanında vaat edilen şeyin, 'güvenlik' olduğunu bilmeyen olmayacaktır.
İnternet bankacılığı örneği verilir ise; internetin olduğu her noktadan bankalara erişebilmemiz hoş bir durumdur. Ama kendisini bizim gibi gösterip, bilgilerimizi bir şekilde elde etmiş bir kişi, bizim adımıza bankaya giriş yapmaya çalışabilir. Böyle düşündüğümüz de kredi kartı veya banka kartı gibi sistemler bize daha güvenli gelecektir.
1970 yılı yani ARPANET'in kurulduğu ve internetin tohumlarının atıldığı zamanlara bakarsak, arkasında çok masum sebeplerin durduğu söylenemez. Gelişen çoğu teknolojinin arkasında olduğu gibi internetin kurulmasının arkasında da askeri olaylar, savunma, saldırı ve istihbarat gibi etkenler vardır. Ayrıca günümüzde ki Facebook ve bunun gibi diğer sosyal ağlar da artık önemli bir istihbarat kaynağı haline gelmiştir.
İstahbaratı zayıf olan bir ülkenin diğer ülkelere oranla başarılı olamayacağı gerçektir. Ve artık istihbarat yerini siber istihbarata bırakmaktadır. Siber istihbarat, dijital güvenlik sistemlerinin izlenmesi, analiz edilmesi ve hesaplanması gibi konuları kapsar. Bir siber sisteme gelecek olan büyük tehlikeler ancak iyi bir siber istihbarat ile farkedilip, önlenebilir.
Kişisel veya kurumsal güvenlik alanı ne kadar etkili olsa da ülke çapındaki güvenliğin önemi daha fazladır. Çünkü burada söz konusu olan, kişisel bir banka hesabı veya küçük çaplı bir sistem değildir. Burada bir ülkenin; istihbaratının, gizli servislerinin, sırlarının, ekonomisinin, vatandaş bilgilerinin, teknolojisinin vb. şeylerinin çalınabilmesi gibi bir tehlike söz konusudur.
Örneğin; 'Stuxnet' adlı kötü amaçlı yazılımın, İran Natanz'daki nükleer santrallerine bağlı bir programı kullanan 30 bin bilgisayara sızması, ülkeye ciddi zararlar vermiştir. İran'ın bu olay sonrasında nükleer programının 1.5-2 sene geriye gittiği düşünülüyor.
Yine bu konu ile yakından alakalı olan 'Echelon' da güzel bir örnek olacaktır. Echelon; NSA tarafından kurulan, ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zellanda devletlerinin, kendilerinden başka bir çok ülkenin sistemlerini incelemelerini sağlayan projenin adıdır. Bir çok e-maili, telefon görüşmelerini, internet bağlantılarını vb. şeyleri denetlediği tahmin edilmektedir.
Bu ve bunun gibi örnekler sayesinde bazı devletlerin siber istihbaratı ve siber savaşları küçümsemediğini bilakis bunlara önem verdiklerini görmekteyiz. Yakın bir zaman önce web şifreleme protokollerinden olan, OPENSSL de meydana gelen 'Heartbleed' adlı güvenlik zafiyetinin NSA tarafından bilindiği söylemleri, siber istihbaratı güçlü olan ülkelerin diğer ülkelerden ciddi anlamda bir adım önde olduğunu gösteriyor.
Siber savaşların gün geçtikte artması, ülkelerin bilinçli bir şekilde siber istihbarata yatırım yapmalarını gerektiriyor.
Dünyada Siber İstihbarat Alanında Faaliyet Gösteren Kuruluşlar
Türkiye
PRODAFT (Proactive Defense Against Future Threats) – www.prodaft.com
INTELRAD (Intelligence Research & Development) – www.intelrad.com
Amerika
National Security Agency (NSA)
Centrel Intelligence Agency (CIA)
– CIA Information Warfare Center
Information Technology Association of America
Federal Bureau of Investigation (FBI)
– FBI Nationalucture Protection Center
– FBI Computer Crime Squad
Cyber Threat Intelligence Coordinating Group (CTICG)
Fransa
Central Information Systems Security Division (DCSSI)
İngiltere
The Government Communications Headquarters (GCHQ)
Kanada
Canadian Computer Emergency Response Team (CANCERT)
İrlanda
The Computer Crime Investigations Unit
Avusturalya
ASIO
Hindistan
Indian Computer Emergency Response Team (Cert-In)
KAYNAKLAR
What Is Cyber Intelligence?
BBC News - Cyber Emergency Response Team launched by UK
Siber Terör ve Siber İstihbarat(Makale) – Şeref Çetinkaya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder