İSMAİL GÖKHAN BAYRAM
Evimizden işimize, televizyonumuzdan cebimize hemen her yere girdi internet. Dünyanın her hangi bir yerinden parmağımızın birkaç hareketi ile bilgiye kolayca ulaşıyor, aklımıza hayalimize gelmeyecek yerlerle bile kolayca iletişime geçebiliyoruz. Hemen her işimizi internete bağlı cihazlarda yapıyor, verilerimizi bu cihazlarda saklıyoruz. İnternetin istihbarat örgütleri tarafından izlendiği gerçeği bir sır değil. Ancak bu izlemenin büyüklüğünü kestirebilmek de kolay değil. Başta Edward Snowden tarafından yayınlananlar olmak üzere ortaya çıkan belgeler oldukça karanlık bir tabloyu gözler önüne seriyor.
2006’da telekomünikasyon devi AT&T’nin müşterilerinin tüm trafiğinin bir kopyasını NSA (Amerikan Milli Güvenlik Ajansı) ile paylaştığı ortaya çıkmıştı. 2013’te ise internetin Amerika’daki ana arterlerinde taşınan her şeyin bir kopyasının NSA’e de ulaştığı kanıtlandı. Ancak tahmin edilebileceği üzere NSA bu düzeyde bir izlemeyi bile yeterli bulmuyor. NSA’in Linus Torvalds’dan Linux kullanan bilgisayarlara kolayca sızılmasını mümkün kılacak bir arka kapı gömmesini istediğini daha unutmadık. San Bernardino saldırısı davasında FBI’ın Apple’dan saldırganın iPhoneunu hacklemesini istemesi de çok uzak bir anı değil.
Günümüzde kullanılan asimetrik şifreleme teknolojileri çok basamaklı asal sayılara dayanıyor. 2009’da yapılan bir çalışmada 768-bitlik asalların günümüz bilgisayarları ile bulunması ancak yüzlerce bilgisayarın iki yıl kadar çalışması ile mümkün olmuştu. Bu metodlar ve bu bilgisayarlarla RSA gibi modern asimetrik şifrelemelerde kullanılan 1024-bitlik asalların hesaplanmasının bundan kat be kat uzun süreceği tahmin ediliyor. Öte yandan kuantum bilgisayarları neredeyse uzak bir hayal ve teorik bir makine olmaktan çıkıp bir gerçeklik haline geldi. Artık sadece teoride olmayan bu kuantum bilgisayarları ile bu hesaplamaları çok daha hızlı bir şekilde yapmak mümkün. Bu da bugün için güvenli sayılan ve hemen her önemli verinin şifrelenmesinde kullanılan asimetrik şifrelemelerin tamamen güvensizleşmesi anlamına geliyor.
ABD’deki istihbarat örgütlerince paronayak düzeyde yapılan bu izleme çalışmalarının irili ufaklı hemen her istihbarat örgütü tarafından güçleri ölçüsünde yapıldığını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Şimdilik asimetrik şifreleme bizi dikizlemeye çalışan istihbarat örgütlerinin işini zorlaştırsa da bu durum kalıcı değil. Asimetrik şifrelerin rahatça kırılabilir hale geleceği günler çok uzak değil. Öte yandan tarih bize gösteriyor ki her kırılan şifreleme sistemi yerini daha güçlü, daha zor kırılan yeni bir şifreleme sistemine bıraktı. Elbette asimetrik şifreleme de yerini bir başkasına devredecektir.
[status publish]
[geotag on]
[publicize off|twitter|facebook]
[category teknoloji]
[tags BİLİŞİM YAZILARI, Asimetrik, şifreleme]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder